Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

11 Kasım 2018 Pazar

AKÇAY




Sarıkız Meydanı
Kaz Dağlarının yeşiliyle körfezin mavi sularının buluştuğu Akçay Türkiye'nin ilk tatil beldelerinden . İda  Dağı eteğinde , milli parkın güzelliklerini ve efsanelerini barındıran bölge bol ve soğuk artezyen suları ile ünlü . 

Bazı güzellikler vardır , müzik gibi , şiir gibi ruhumuzu sarıp sarmalayan . Tıpkı Ferdi Merter'in kuğular şarkı söylemez'de dediği gibi :

Hayatın anlamı nerede saklıdır biliyor musun ?
Mona Liza'nın gülüşünde .
Hepimizin hüznü vardır o gülüşte ,
Ve hepimizin ikilemleri . 

Anadolu tıpkı Monaliza'nın gülüşü gibi ne çok şey anlatır bizlere , tüm güzelliği ve bilgeliğiyle . O güzellikleri ve sevgiyi görmek için ruhumuzun kapılarını açık bıraktığımızda ; Kuzey Ege kıyılarının o büyülü dünyası tıpkı dans eden bir kuğu gibi bizi bulunduğumuz çağdan , mekandan alıp bambaşka bir dünyaya götürür . 

Baba bir masal anlat bana , 
İçinde deniz ve balıklar , 
Yağmurla  kar olsun ,
Güneşle ay .

Aslında bir varmış , bir yokmuş diye başlar güzel Ege'nin hikayesi , tıpkı bir masal gibi . Bölgeden kimler gelip geçmemiş ki : Eski Yunanlılarda Ege kıyılarında kurulan şehir devletleri filozofları , mimarisi , devlet adamları ve yönetim şekilleriyle döneme damgasını vurarak , hayata yeni sözler , yeni umutlar bırakmışlardır . 

Antik Dönemde askeri ve stratejik açıdan oldukça önemli olan bölgede kurulan kentlerin ortak özelliği , M.Ö.1100  yıllarında Yunanistan ve Ege Adalarının Dorlar tarafından istila edilmesiyle Batı Anadolu kıyılarına doğru yapılan göçlerde gizlidir . M.Ö.1100 - 900 yıllarında Güney Ege'ye  Dorlar , Orta Ege'ye İonlar , Kuzey Ege'ye Aioller yerleşerek ; VIII. yüzyıl ortalarına doğru dinsel ve ticari ağırlıklı on iki şehir kurarlar . Şiir ve müziğe düşkünlükleriyle tanınan Aiollerin kurduğu kentler arasında Akçay civarında yer alan Khrysa'da vardır . Homeros'un şiirlerinde adı Stoeis olarak geçen Akçay bölgesi İlyada destanının I. bölümünde Akhalar'ın Turuva'ya saldırmadan önce aralarında Khrysa'nında bulunduğu civar kentleri yağmalayıp , yakıp , yıkmalarının öyküsünü anlatır . 
Strabon , eski Khrysa kentinin Edremit Körfezi kıyılarında  bulunduğunu , Turuva'nın müttefiki olarak yağmalandıktan sonra sürgün edilen halkın , Ezine - Ayvacık yakınlarında  Gülpınar civarında yeni kenti kurduğunu söyler . Strabon'a göre eski Khrysa kenti Edremit ovasında Antandros ile Adramyttion ( Ören ) arasında bir yerde ve deniz kıyısındadır .

Eski iskeleden geride kalanlar

1800' lü yıllarda Edremit 'in iskelesi konumunda olan Akçay , XX. yüzyılın başlarına kadar Fransız maden şirketi tarafından kurulan iskelesinden maden ihraç edilen bir limana sahiptir . 

Duyuyor  musunuz
Anadolu'nun yarınlara dönük olduğunu
Burada 
Eski çağlardan yeni çağlara yaşamanın
Sevmek olduğunu ( Fazıl Hüsnü Dağlarca )

İstediğiniz yerden denize girebileceğiniz sahillerinin yanı sıra , Kaz Dağlarının eteğinde milli parkın doyumsuz havasını solumak . Kordonda akşam üstleri büyülü Ege manzarası eşliğinde kahvemizi yudumlarken güneşin batışını izlemek . 

Mavi yaz akşamları , patikalarda dalgın ,
Gideceğim sürtüne , sürtüne buğdaylara .
Ayaklarımda ıslaklığı küçük otların .
Yıkasın bırakacağım başımı rüzgara ,
Ne bir şey düşünecek , ne bir laf edeceğim ;
Ama sonsuz bir sevgi dolduracak içimi ,
Göçebeler gibi uzaklara gideceğim;
Mesut sanki yanımda bir kadın varmış gibi . (Arthur Rimbaud)

Çevresinde efsanelerinden , doğasına kadar çok farklı güzellikleri barındıran Akçay yolculuğumuza Kızılkeçili köyü ile devam ediyoruz. 












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder