![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIxkaii4CrCiZtbi5GpSnN7vQfuvCY6eefEcES2siKA2wz3h3eDn_glaStdZB5hbwGEx65zd2yOYBwavjo3D0dWwLYYIS8mEJGm85XISzRKraiZpeFQrgByBimRif_zcm2ilWbvCwL3wPhO4LwVaEbwcQpgmgea8TNPgndP3Hhc7UctBI6xqEv3fLugP2w/s320-rw/kad%C4%B1n1.jpg) |
Lua Ribeira |
Bazı kırılma anları vardır yaşamda . Duygularımızın yoğun olduğu , tutunmak için hayata bir dayanak aradığımız anlar . Geçmiş deneyimlerimiz sonucu yaşadığımız hayal kırıklıkları ve bunun sonucunda yaşamamızdan duygusal olarak sonsuza kadar çıkardığımız yakınlarımız . '' Açık denizde , fırtına dalgaları döverken kıyıda durup denizdekilerin çabasını seyretmek ne tatlı '' Bu sözler M.Ö.95 - M.Ö.55 yılları arasında yaşamış olan Romalı şair ve filozof Lukretius'a ait . Çağlar öncesinden gelen bu sözler aslında ne kadar tanıdık bizlere . İnsanlık tarihi bunun üstüne yazılmış , yaşadığın toplum , aile ile ters düştüğünde afaroz ve dışlanmayla karşı karşıya kalarak yalnızlığa mahkum bir yaşam sürmek zorunda bırakılırsın . Kendi yaşam deneyimlerimiz bu olgunun ne kadar doğru olduğunu anlatır insana ; yeter ki duymasını , empati kurmayı , vicdanı hatırlayabilelim .
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyEOlRhjWqqyNdzJ2RQ7HirSQaPfNqOI7qLOj8gwRTdimckSGRO7Xi6Me_eu3rLzNrEV6WGiNUT_sS_kvYrTRzKl6KrpahsAzWKWSFTbUK71KRL_6BTE7WTtVHNuUWgkgQ0NWlunSFneJWS_GHsGscMTOiUQIqxTNVLw793h6BVCd8qWVXzmwylTc_inzt/s320-rw/yaln%C4%B1zl%C4%B1k.jpg) |
Enayad Asadi |
'' Gezginler yaşadıklarını dile dökerken bilirler , anlatılmayan hayat yaşanmış sayılmaz '' ( Burhan Sönmez - Kuzey ) Hayata dair inançlarımızı yitirdiğimizde ve bundan sonra ne yapacağımızı sorgulamaya başladığımızda yetişir imdadımıza yazmak . Öyle ya yaşam devam etmektedir , bizde bir şekilde ayakta kalarak yolumuza devam edip , düşünce ve yaşam tarzımızdan ödün vermeden şairin de dediği gibi mutluğun resmini yapabilirdik . Aslında her ailenin ayrı bir hikayesi vardır ve bizler o ailenin bir parçası olarak yerimizi alırız . Burada en büyük ayrıntı hikayenin hangi parçası olduğumuzla ilgili . Kırılan , üzülen , yok sayılan mı , yoksa tüm olanaklar önüne serilen bir üyesi mi . Böyle belirlenir yaşam döngümüz . Ve saklarız hüzünlerimizi , gülüşlerimizin arkasına . Son günlerin tartışılan dizisi ZEYTİN AĞACI'NDA söylendiği gibi atalarımızla yüzleşip bir fidan dikmekle geçer mi o hüzünler , ya da bağışlanır mı vaz geçtiğimiz hayaller .
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmZw2OjxlOGFKYtJZ-8aAS-yHhReNgpfIxroFPKaA_VZqrccKxAEsm5s9VJgu4_eP6WplolkGlqpkJG8TAjKBHXQacTZScKmArdkWRL4j0wLVgB0vGCKpBIxR58AtTIQIBD4roPwZmAh5XWQSGoPgicz7liFSmlvRs-gnI6BBjJAX-HzmKuPsr62K6u2KO/w133-h200-rw/kad%C4%B1n5.jpg) |
Ada Marino |
Ve bu yaşam döngüsü içinde biz nerede duruyoruz ; davranışlarımıza yön veren dünya görüşümüz hangisi : Lucretius'un dediği gibi bir seyirci olarak mı yaşayacağız , yoksa insanlık onurumuzu koruyup sorumluluk alarak mı. '' Yıkıldığın her an / Yok olmadığına şükret / Yüreğine güneş koy /Yüreğine bulut koy / Yüreğine yıldız koy / Yüreğine sabır koy ve yola devam et '' ( Şems-i Tebrizi )
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhu9ryjyZvL22IRXt2bfTs2Au72Kh07chOMT200byLzkWzYTt0ei25-ukBJr-oWiqHeHk1o_J6LRL4XpU0jEIT_gd1E2rMHXT6NzaIBYslTjgPTUiK_A4mgqiVW8pb0hxXI5naqLpjiYx5prz1HndZVn02g5V-p5fqzvaeLNjl-02k5IRoLe2ekuptVZCz1/w400-h223-rw/ekran-resmi-2023-08-09-16.39.50.png) |
Bianet |
Teknolojinin baş döndüren hızı aynı zamanda insanlık tarihinde utanç sayfaları açıyor ve biz insanlar ya seyrediyoruz bu utanç sayfalarını ya da çok kolay unutuyoruz yakın geçmişi . Biraz gerilere , 1945 yılını Ağustos ayına gittiğimizde Hiroşima ve Nagazaki'de patlayan atom bombalarının yıkımı ve insanlık dramı çıkar karşımıza . Bugün hala insanlığın karşısında en büyük tehdit olan ''NÜKLEER SİLAHLANMA '' karşısında ne yazık ki herkes hala seyirci . 1945 yılının Ağustos ayının o kabus dolu günlerinde 2 şehir tamamen yok oldu , on binlerce insan en acı biçimde ölürken ; geride kalanların bir kısmı kısa bir süre sonra , diğer kısmı ise uzun acılardan sonra vefat etti . Ve ne yazık ki insanlık tarihi hiç bir yıkımdan ders almadı. Bireysel ilişkilerden toplumsal ilişkilere kadar en vahşi yönümüz belirledi davranışlarımızı. Hayallerimizi , ümitlerimizi başka baharlara erteledik . Şiddetin her türlüsünü deneyimledik yaşamlarımızda . Ve sonunda HAYIR demeyi öğretti bize hayat . Son söz Nazım'ın '' Çalıyorum kapınızı / Teyze amca bir imza ver / Çocuklar öldürülmesin / Şeker de yiyebilsinler '' Sevgiler .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder