Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Ağustos 2024 Cumartesi

HAYATA DAİR NOTLAR




 

Lorenzo Crinelli 

Bazen hayat ağır gelir omuzlarımıza . Asırların yükü biner , ruhumuz taşıyamaz olur bu yükü . Kim bilir hangi zaman aralığında ne zaman mutlu olduğumuzu . Ya da gerçekten mutlu olmuş muyduk hiç . Tarih sadece savaşlar , toplumlar ve bu toplumların birbiriyle olan ilişkileriyle açıklanamaz. Antik Çağ'dan günümüze tüm insanların kendilerine ait hayalleri , düşünceleri ve her birinin ayrı ayrı hikayeleri vardır. '' Bir umudum sende / Anlıyormusun '' demiş büyük usta Ahmet Arif . Gelecek güzel günlere olan insanlığın umudu . Bu umutla yaşarız çoğu zaman . Hikayelerimizi ,bize acı veren anıları bilinç altımıza iterek mutlu olmaya çalışırız . Bizler hangi guruptaydık : Yıllar önce yaşadığımız ve yaşamaya devam eden olumsuzlukları durmadan tekrarlayarak bilinçaltını ve yaşamını kocaman bir çığa dönüştürüp içinde kaybolan ; insan olma ve yaşam hakkının olduğunu düşünmeyen bir insana mı dönüşmüştük . Yoksa içinde biriken o kartopuyla yüzleşerek başkalarına kurban olarak sunulmayı bırakanlardan mı ? 


            Lorenzo Crinelli




'' Ben sevgiden , sevinçten söz açmak istemez miyim , delice , çılgınca , içim taşa taşa ,bir sevinçten söz açmak istemezmiyim . Ben sevinçli adamım . Bu dünya böyle olmasa , böyle kara , karanlık olmasa , ben sevinçten taşar coşardım .Yaradılışım karanlıktan çok aydınlığa , acıdan çok sevince . Ne çare  , ne çare ki sevinmek gelmiyor elimden '' ( Yaşar Kemal ) 
Herkesten kaçsak bile kendimizden kaçamıyoruz çoğu zaman , kendi gerçeğimizden . Genetik mirasımız , vicdan ve halden anlama anlayışımız engel olur çoğu zaman hayallerimize ulaşmaya . Yazmak , özellikle kendi hayatımızla ilgili yazmak büyük cesaret gerektirir . Kendimizle yüzleşmekten , hatta düşünmekten dahi kaçtığımız travmalarımızı , acı ve hüzünlerimizi sisler içinde çok uzaklarda olan insanlarla paylaşmak . Mesela bilim kadını olarak insanlığa hizmet etmek  veya bir savaş muhabiri olarak yaşanan vahşeti tüm dünyaya duyurma  hayallerim . Ama hayatın ve ailenin savurduğu bambaşka bir alanda hiç düşünmediğin bir hayat çıkar karşına . Senin olmayan . 40 aydır eşinin  hastalığında tek başına verdiğin mücadelede senden bir sıcak merhabayı esirgeyen ; kemoterapi seanslarında boş yere elinde bir fincan kahveyle gelir umuduyla beklediğin kardeşin veya kardeşleri . 

                Lorenzo Crinelli




Biz kadınlar Ahmet Arif'in şiirindeki gibi '' Dayan kitap ile / Dayan iş ile / Tırnak ile diş ile  / Umut ile / Sevda ile düş ile / Gör nasıl yeniden yaratılırım / Namuslu genç ellerinle  '' Dayandık onca şiddete , eril dile . Yılmadık ayakta kaldık , direndik egemen anlayışa .Kimi zaman satıldık köle olarak çağlar boyu , engizisyon mahkemelerinde cadı olarak ya da kimi kültürlerde ölen eşlerinin arkasından yakıldık . Ama yılmadık kadın olmanın onuruyla ayakta kalarak direndik . Sevgiyi öğrettik doğurduğumuz çocuklara ; vicdanı , ahlakı .Tüm korkularımızı geride bırakırken bazen ağır bedeller ödedik . Ama ANADOLU gibi yaşama tutunmayı başardık . 

                Lorenzo Crinelli





 Ödediğimiz bedeller ağır oldu mutlaka , hayallerimizden vaz geçtik yaşamımızda . Ancak geçmişimizle yüzleşirken en değerli şeyi ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ yakaladık ve hayatın anlamına vardık . Huzur içinde içilen bir fincan kahvenin , bir çocuğun gülüşünün ,bir ağaca sarılmanın güzelliğinin ,  rüzgarın kulaklarımıza çağlar öncesinden getirdiği müziğin tadına vardık . Kurtulduk  fazla eşyalardan ,minimal yaşamanın tadın vardık . Kısaca olgunlaşarak hayatın sırrını yakaladık : sevgiyi , vicdanı hayatımızın orta yerine yerleştirerek yeniden özgürce gülmeyi öğrendik . Sevgiyle kalın.





 












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder