![]() |
istockphoto.com |
Evet böyle söyler Nazım Hiroşimo'ya atılan bombayla ilgili yazdığı şiirinde . Sadece usta şairin dediği gibi bomba yüklü uçaklar mıydı çocukları , kadınları ,insanları öldüren . Bazı anlar vardır zamanın havada asılı kaldığı . Çığlık atmak istersin sesin çıkmaz . Tıpkı bir karabasanın ortasındaymış gibi . Akıl tutulmasının yaşandığı , sisler içinde gölgelerin , şiddete yenik düşmüş çocuk ve kadın bedenlerinin dolaştığı bir kabusa dönüşür hayat . '' Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar ; ya ölmeli cellatlar , ya da hiç doğmamalı çocuklar '' Che Guevara'nın dediği gibi yaşamamalıydık eğer çocuklara zarar vereceksek . Oysa çok mu zordu onları sevmek , masumiyetlerini korumak , yaşıtlarıyla koşup oynamalarını neşe içinde izlemek .
![]() |
es.123rf.com |
Bazen gitmek isteriz bu kabus ortamından , çocukların kadınların öldürülmediği , eril diden arındırılmış bir limana sığınmak olur en büyük hayalimiz . Ancak dünyada böyle bir yer var mıydı ve en önemlisi kaçmak çözüm müydü ? Kalıp o dille mücadele etmek gerekmez miydi ? '' Hayatımın neresindeki yaşantıdayım sorarım kendime her gün '' Leyla Erbil'in dediği gibi sormalıydık kendimize ve diğer insanlara çocuk ve şiddet mağduru kadınlar için aldığımız sorumluluğu .
![]() |
Vikipedi |
1967 yılında , gençliğimizde listeleri kırıp geçiren bir şarkı vardı Tom Jones tarafından seslendirilen : Delilah . Sevgilisini başkasıyla yakalayan bir gencin onu bıçaklayarak öldürmesini anlatan . Hepimiz için bir ilahtı Tom Jones . Ve hiç sorgulamadan defalarca dinlerdik şarkıyı . Doğal karşılardık o ölümü . Haklıydı toplumun normlarına göre . Böyle böyle işlemişti toplumun kılcal damarlarına eril şiddet . Gene Diyarbakır yöresine ait olan kaynağı Celal Güzelses'e ait BİR GÜZEL Kİ ON YAŞINA GİRİNCE -YAŞ DESTANI türküsünün sözleri gerçekten toplum olarak kız çocuklarına hangi gözle baktığımızın bir göstergesiydi .
![]() |
Arkeoloji tarihi |
Aslında çocuklara ve kadına yönelik şiddetin tarihi yerleşik topluma geçildikten sonra başlar . Aztekler yağmur tanrısının yağmur yağdırabilmesi için çocukların gözyaşlarına ihtiyacı vardı ve bu nedenle onları ilahlara kurban ederlerdi . Antik Peru'dan Maya medeniyetine , Mezepotamya'dan Anadolu'ya kadar bu gelenekler yüzlerce yıl devam etti çok tanrılı dinlerde . Kurbanlar çoğu zaman çocuklar , genç kızlar ve kölelerdi . İlerleyen dönemlerde insan kurban etme ritüelinden vazgeçilse de ataerkil düzen günümüze kadar sürüp geldi . Pek çok can alarak .
![]() |
es.123rf.com |
Töre cinayetinin sembolü Güldünya , lütfen ölme anne diyen kızının yanı başında ölen Emine Bulut , tecavüz edildikten sonra öldürülen Şule Çet . Dört yaşındaki Leyla Aydemir , Sekiz yaşındaki Eylül Yağlıkara , Irmak Kupal ve daha niceleri . Zincirdeki son halka sekiz yaşındaki NARİN GÜRAN . Bu gün okullar açıldı .Ama Narin arkadaşlarıyla buluşamadı , arkadaşlarıyla oyun oynayamadı; onu yerine cansız bedeni defnedildi . O gülüşün yüreğimizde bir yara olarak kalacak NARİN . Son söz Haydar Ergülen'in '' Anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı / Kuş olsa , çiçek olsa , gündüz olsa / Kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu '' Sahi biz nasıl bu kadar kötü olduk ? Nasıl kıydık Narin'e ? En önemlisi şimdi sıra kimde ? Toplum olarak nasıl bu kadar çürüdük , çocukları hedef alacak kadar .