Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

12 Ekim 2024 Cumartesi

YİNE YENİDEN : ERİL DİL VE ŞİDDET


 Gün geçmiyor ki gazetelerin sayfalarında , TV'lerin haber bültenlerinde kadın ve çocuğa yönelik erkek şiddetiyle karşılaşmayalım . Sıradan haberler haline gelerek günlük yaşantımızın bir parçası olan bu olgunun adı : ŞİDDET . Kadın , çocuk demeden tecavüz ediyor öldürüyoruz . Fail veya failler malüm : Erkekler ya da töre cinayetlerinde aile meclisleri . Aslında kurbanların çoğunun hikayeleri ortak ; ya sevdiği için öldürmüştür erkek , öyle ya nasıl ayrılmaya kalkar kadın ;  Ne şekilde olursa olsun kendine katlanmak zorunda çünkü kendince seviyor kadını , onun malı namusu . Ne büyük bir lütuf . Ya da sadece bir anlık zevk uğruna , töre cinayetlerine kurban gitmiştir kadın ve çocuklar.

pixabay.com

Bir cümle çok ilgimi çeker , her hangi bir kadına bir soru yöneltildiğinde sıradan , bize doğal gelen bir cevap alırız genelde '' Ben bilmem , beyim bilir '' Bunun nedenini çağlar boyu süren ataerkil zihniyette aramak gerekir . Evde reis kim ise o bilir her şeyi . Ekonomi , evin idaresi , çocukların hangi mesleği seçmesi gerektiği ve kadının nereye gidip gitmemesi ondan sorulur . Giyim kuşamına eşi karar verir , çünkü kadın erkeğin namusudur . 

pixabay.com

Şiirler hep kadınlar üstüne yazılır erkekler tarafından . Çok nadirdir bir kadının aşk ve sevda üstüne yazdıkları . Çünkü kadın üstüne titrenilmesi gereken , korunmaya muhtaç bir insana dönüştürülmüştür çağlar boyu . O kendini koruyamaz , erkeğin onu sevmesi kollaması gerekir . Nazım  hepimizin severek okuduğu meşhur MAVİ GÖZLÜ DEV şiirinde kadına bakış açısını çok güzel özetler toplumun '' O mavi gözlü bir devdi / Minnacık bir kadın sevdi / Kadının hayali minnacık bir evdi / Bahçesinde ebruli / Hanımeli / Açan bir ev / Bir dev gibi seviyordu dev / Ve elleri öyle büyük işler için / Hazırlanmıştı ki devin / Yapamazdı yapısını / Çalamazdı kapısını / Bahçesinde ebruli / Hanımeli / Açan evin '' Ve sonuç hüsranla biter bu aşk öyküsünde . Kadın anlamamıştır dev adamın aşkını , küçük hayalleri arasında bir cücenin kolunda gitmiştir .


İşte tam bu noktada iki soruya odaklanmalıyız : Birinci soru bu egemen ataerkil anlayışı nasıl kırabiliriz ? İkincisi evlerimizi ve sokaklarımızı biz kadınlar ve çocuklar için nasıl güvenli hale getirebiliriz ? Biz kadınlar olarak üzerimize düşeni ne ölçüde gerçekleştiriyoruz : Töre cinayetlerine yenik düşen kızlarımızın etrafında ailenin kadınları bir insan zinciri oluştursa o kadar kolay öldürülebilir miydi onca genç kız ? Önce kadın olarak ne yapabiliriz diye düşünmemiz gerekiyor bu şiddet dolu durum karşısında . Şiirlerde çiçeğe , böceğe benzetilmeden erkekler tarafından bizim de onlar gibi eşit insanlar olduğumuzu haykırmak ve çocuklarımızı korumak birinci görevimiz olmalı .Aşk , sevgi dünyanın en güzel duygusu ,ama eşit bireyler olarak . 


Son söz Gülten Akın'ın '' Seni sevdim / Seni birden bire değil / Usul usul sevdim / Uyandım bir sabah gibi değil / Öyle değil nasıl yürür özsu dal uçlarına / Ve gün ışığı sislerden düşsel ovalara / Seni sevdim / Artık tek mümkünüm sensin . '' Daha güzel ve güvenli bir dünya için farkındalık yaratmak biz insanların en önemli görevi olmalı , özellikle kadınlar ve çocuklarımız için . Sevgiler .




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder