Şiddet , yaşamımızın her alanında karşımıza çıkan bir davranış biçimi . Kadın , erkek , çocuk hemen hemen hepimizin farklı zaman dilimlerinde karşı karşıya kaldığımız , o an güçlü olanın karşısındakini ezmeye çalıştığı bir davranış şekli . Hem de acımasızca bazen fiziksel bazen psikolojik . Şiddetin dilini anlayabilmemiz için öncelikle bu kelimenin içinde barındırdığı farklı duygu ve eğilimleri adlandırmamız gerekir . Üsten bakıcı , alaycı , karşısındakini aşağılayan , her şeyi ben bilirim havasındaki eril dil yaşam boyu çıkar karşımıza . Psikolojik şiddetin temelinde yatan en önemli unsurdur o eril dil . Ne yazık ki hem toplumsal hem de bireysel olarak çoğu zaman farkına bile varmayız , varsak bile güler geçeriz önemsemeden . Ve şiddet olarak görmeyiz o dili .
Zamanda yolculuğa çıktığımızda şiddetle yolumuz Adem'le Havva'ya kadar uzanır . Mitolojide ve Kutsal Kitaplarda yer alan Habil ve Kabil ile kesişir yolumuz . Adem ve Havva'nın çocukları olan bu iki kardeşle birlikte karşımıza çıkar ŞİDDET . Bu şiddetin temelinde yatan dürtü kıskançlıktır , Habil'in sahip olduğu hayvan sürüsü bu kıskançlığın temelini oluştur ve Kabil'in kardeşini öldürmesiyle ortaya çıkar ilk şiddet dürtüsü . Gene Yunan mitolojisinde ilk kadın Pandora'nın hikayesinde rastlarız kötülüğün dünyaya nasıl dağıldığına . İlk kadın olan Pandora Tanrı Zeus tarafından insanları cezalandırılmak için gönderilmiştir . Zeus düğün hediyesi olarak bir kutu verir , ancak kutuyu hiç açmamasını söyler . Kadın ya , merakına yenilip açar kutuyu Pandora . Kutudaki tüm kötülükler dünyaya yayılmaya başlar , kısa süre sonra kutuyu kapattığında içinde sadece umut kalır . Şu anda gelecek güzel günler için sarıldığımız UMUT .
![]() |
kosmosmacerasi.com |
Binlerce yıldır hem devletler , hem de bireyler arasında bir egemenlik aracına dönüşen şiddetin nedenlerinin kökenine inmek ve o bataklığı kurutmak ; içimizdeki umudu yeşertmek tüm insanlığın en büyük görevi olmalı . Aslında kadın ve çocuk cinayetlerinin , tecavüzlerin altında yatan gerçekleri gün ışığına çıkarıp , bu konuda mücadele etmek gerekir . Burada dile getirilen düşünceler ve gerçekler bir erkek düşmanlığı değil , tam tersine kadın ve erkeğin eşit olarak yaşamı paylaştıkları , çocuklarımızın güven içinde büyüdükleri yaşanılası bir dünya kurmak için hep birlikte ne yapmamız gerektiği . Ne yapmalı , nasıl yapmalı .
Elbette el birliğiyle bu karanlık dehlizden çıkmak mümkün . Tıpkı Candan Erçetin'in şarkısındaki gibi '' Güneş her akşam batıp her gün doğuyorsa / Çiçekler solup solup tekrar açıyorsa / En derin yaralar kapanıyorsa / En büyük acılar unutuluyorsa / Neden korkulur hayatta söyleyin bana '' Şiddetsiz bir dünya , güvenli sokaklar ve mutlu çocuklar için el ele . Sevgiler .
- Vikipedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder