![]() |
Narlı |
Bazı zamanlar vardır , bedenimizin ruhumuza dar geldiği anlardır o zamanlar . Altınoluk Narlı köyü ve Gürleyik Şelalesi ; ruhumuzu yıkamak için çıktığımız bu içsel yolculukta Kaz dağlarının eteklerinde körfez kıyılarında kesişiyor yolumuz Narlı'yla . Nazan Öncel'in o güzel sesi eşlik ediyor bizlere :
Söyleyin yarime baharları beklesin
Söğüdün dalları bugün eğilmesin
Beni geçirmeye kardeşim gelmesin
Annesinin bir tanesini kimseler üzmesin .
Bir sevdaya dönüşen Kaz dağları , mitleri , efsaneleri ve o huzur dolu köyleri . Körfeze hakim tepeden , Narlı'dan seyrediyoruz önümüzde uzayıp giden muhteşem manzarayı . Karşıda Ayvalık adaları , Midilli ve körfezin mavilikleri . Asırlık zeytinliklerin ve çam ormanlarının arasında manzaranın keyfini çıkarırken duyuyoruz o sesi : rüzgarın tanrıçası Alkyone'nin Antik Çağlardan günümüze taşıdığı Homeros'un sözleri :
Sımsıcak oldu Menelaos'un yüreği
Hasat olgunlaşıp , tarlalar dalga dalga
Sallandığı zaman bir o yana , bir bu yana
Nasıl erirse başaklar göğsünde çiy taneleri
Öyle eridi Menelaos'un göğsünde yüreği . ( İlyada )
Bir yanımız Kaz dağlarının o muhteşem doğası , efsaneleri ; bir yanımız körfezin masmavi suları ve kumsalları . Homeros'un dediği gibi yürek mi dayanır buna , sevdalanmaz mı insan Narlı'ya .
Sokaklarında kısa bir tarih turuna çıkıyoruz . Antik Çağda Mysia olarak adlandırılan bölgeden kimler geldi , kimler geçti . Mübadeleye kadar bir Rum köyü olan Narlı'da 1905 yılında 480 Rum nüfus yaşamaktaydı . Zamanında Ayios Dimitrios kilisesine de ev sahipliği yapan köye mübadele sonrası Girit ve Rumeli'den gelenler yerleştirilir . Restore edilmeyi bekleyen eski Rum evleri bizi geçmişe götürüyor . Sokaklara taşan hüzünleri , sevinçleri ve sevdaları düşünüyoruz . Homeros'un Odysseia'dan sesini taşıyor tanrıça Alkyone Narlı'nın semalarına '' Benim hainliğim yoktur ; göğsümdeki yürek demirden değildir , onda ancak şefkat vardır '' İçinde sevgi ve kardeşliğin olduğu bir dünya dilemekten başka ne gelir elimizden .
Havada İda'nın , zeytin ve çam ağaçlarının kokusu . Sessizliği kuş cıvıltılarıyla bozulan bu muhteşem diyarda çayımızı yudumlarken kitapların dünyasına dalmak . Her yanımız huzur ve doğanın sesi . İnsan başka ne ister .
![]() |
Fotoğraf : yoldaolmak.com |
Bin pınarlı İda dağında Gürleyik Şelalesine doğru yola çıkma vakti . Mıhlıçayın can damarı olan şelaleye gelmeden önce Roma döneminden kalan Başdeğirmen köprüsünden asırlık çınar , çam , zeytin ağaçlarının çevirdiği Mıhlıçayı seyretmek . Bir zamanlar Troia'ya giden antik yolun tek geçiş noktası olan köprünün üstünden kim bilir kimler gelip geçti . O köprüler ki bin yılların tahribatına rağmen ayakta kalıp , bize hayatın devamlılığını anlatır . Bir yanımızda adına tapınaklar inşa edilmiş olan çiçeklerin ve baharın tanrıçası Flora , diğer yanımızda onun ikiz kardeşi yaban ve hayvanların tanrıçası Fauna . Havada çam ve kekik kokuları , ruhumuzda Homeros'un İlyada'daki sözleri '' Sen şimdi düşünde söyle ; canımı sana emanet edebilir miyim ? '' Canımızı emanet edip , ruhumuzu yıkayabileceğimiz efsanevi Kaz dağları .Köprünün tam karşısında Rumlardan kalan restore edilmiş Başdeğirmen .
![]() |
Fotoğraf : İsmail Kahraman |
Bin yıllardır Adatepe ve Narlı köyü arasında yer alan derin vadilerde akan Gürleyik Şelalesi . Kaz dağlarının en önemli eko sistemlerini bağrında barındıran Milli Park içinde yer alır şelale .
Karlar erir de seller nasıl akarsa dağlardan
Oyuk bir yarın dibinden kaynayan gür suları
İki dağ arasında birleşirse nasıl ,
Uzakta bir çoban uğultuları dinler hani ,
İşte , girdi karıştı böylece
İnsanların korkuları , gürültüleri . ( İlyada - Homeros ) Tıpkı insanların korkuları gibi , belki de Gürleyek'de kendini korumak için sakladı güzelliğini derin vadiler arasına . Yüzyıllar içinde özgürce akan su zaman içinde üç katlı bir görünüm oluşturmuş . Etrafı kardelenlerle bezeli göletinde soğuk sularında yüzüp , suların , kuşların ve doğanın sesini dinlemek . Doğayla tekrar barışmak için bu güzellikleri korumak dileğiyle , Narlı Altınoluk'a Ankara 'dan kucak dolusu sevgiler .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder