Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

5 Aralık 2018 Çarşamba

BİR ANKARA MASALI III





Fotoğraf : kansudan.blogspot.com


Narlı Altınoluk'un  sessiz , huzurlu dünyasından tekrar Ankara'ya dönme zamanı . Sezen'in o güzel Nazan Öncel şarkısı dilimizde  :

Bir avuntu , biraz keder 
Böyle bize neler oldu 
Bu ayrılık bir de hasret
Çekilmez oldu .

Bir Ankara sabahında işe yetişme telaşındaki insanların mutsuz yüzlerine bakıyoruz . Biraz tebessüm , biraz huzur arıyoruz o yüzlerde . İçinde sevgiyi yitirmiş gözler karşılıyor bizi . Ve soruyoruz kendimize bize neler oldu diye . Artık yaşadığımız , içinde anılar biriktirdiğimiz kentlerimizi tanıyamaz olduk . Onat Kutlar'ın o güzel şiiri geliyor aklımıza :

Akşam üstü oturdum yol kıyısına 
Düşündüm 
Ne kalacak bizden geriye .
Balkan yaylasından ve bozkırlardan 
Kaf dağlarından giden şu bulut 
Sonsuz mevsimlerle esmerleşen 
Şu toprak ve derin çınar ağacı 
Biz yokken de vardı .

Kim bilir belki de en güzeli hiç bir iz bırakmadan çekip gitmekti , tıpkı göçmen kuşlar gibi . Yaşadığımız mekanların anıları içinde güzellikleri barındırsa da acı verir insana . Hani bir söz vardır  tarihi bilmek insanı yalnızlaştırır diye . Doğrudur , çünkü geçmişteki o yıkımların üstüne sevgi ve kardeşlikten beslenen bir yaşam kuramamıştır insanoğlu . Büyük kentlerde insanları saran yalnızlık duygusu da bu nedenle ruhlarımıza işler . Doğaya kaçmak isteriz , herkesin zihninde emeklilik sonrası bir sahil kasabasına yerleşmek hayali vardır . Onat Kutlar'ın sözleri gene zihnimizde '' Beni yüreğinin üstüne bir mühür gibi koy . Çünkü ölümden daha güçlü bir sevgiye ihtiyacım var . Geçmişin selvi ağaçlarından , sönen yıldızın ışığından , köşeyi dönerek kaybolan gençlikten kurtulmaya ihtiyacım var . Bir insan elinin sıcaklığına '' Biz o sıcaklıkları yitireli yıllar oldu .

Fotoğraf :kansudan.blogspot.com .



Ankara sokaklarındaki yolculuğumuza Hisarönü'ndeki eski cumhuriyet apartmanlarıyla devam ediyoruz . Cumhuriyetin kuruluşu sonrasında siyasi tarihimizdeki önemli isimlere ev sahipliği yapan bölgenin hikayesi , tıpkı bir zamanların görkemli mahallesi Hisarönü gibi tarihin tozlu sayfaları arasında yerini aldı . 1916 yangınında küle dönen Konya Sokak ve çevresi . Bugün küçük iş yerleriyle çevrili bu bölgede Çantacılar Sokaktayız . Eski adıyla Nilüfer Sokak ve sokağın 1930 yılında yapılmaya başlanan cumhuriyetle yaşıt apartmanları . Eski CHP genel sekreteri Nafi Atuf Kansu'nun Arda apartmanın önündeyiz . Bir zamanlar giriş katında sevgili gök kuşağım Zeynep Sanac'ın dedesi kimyager Hicabi Kuşakçıoğlu'nun oturduğu , terasıyla birlikte dört katlı bu bina nelere tanıklık etmemiş ki . İlkokul yıllarına burada başlayan Hicabi Bey'in kızı Sn . Esin Sanac 'dan bu güzel anıları dinlerken duygulanmamak elde değil . Sümerbank'ın endüstri bölümünde kimyager olan Hicabi bey 1958 'de genç yaşta vefat edene kadar neler sığdırmamış ki o kısacık yaşamına . Bugün artık tarihin sayfalarına gömülmüş Sivas Çimento 'dan Türkiye'nin ilk marketler zinciri olan Gima'nın kuruluşuna kadar farklı çalışmalara imzasını atmış . Tıpkı masal gibi geçen bir ömür Esin hanımınki . Arda Apartmanında geçen çocukluk yıllarının ayrı bir yeri var yaşamında . Kimler yok ki o yıllarda bu sokakta : Kansu'lardan bir üst katlarında oturan 1950'li yılların Merkez Bankası Başkanı Mustafa Nail Gidel'e ; Kansu'ları ziyarete gelen İnönü'ye kadar önemli isimleri barındırmış bu tarihi mahalle . Arda Apartmanın arka bahçe bitişiğinde yer alan Köy Enstitülerinin  kurucusu döneminin İlk Ögretim  Müdürü İsmail Hakkı Tonguç'un müstakil evi , tam karşısında cumhuriyetin onuncu yılı olan 1933'de yapılan Onuncu Yıl Apartmanı . Şimdi iş hanı olan Nilüfer Sokakla Hisar Caddesinin kesiştiği yerde Kale Apartmanı . 

Ay karanlık hep karanlık yüzü bize döner oldu
Bir ihtimal daha vardı felaket oldu
Gitme gitme gitme kal bu şehirde 
Gitme gitme yazık olur bize .
Fotoğraf : kansudan.blogspot.com



Tıpkı Sezen'in şarkısında söylediği gibi yazık oldu bu güzel Ankara sokaklarına . Bir zamanlar bestekar Şerif İçli , Prof .Dr.Rasim Adasal'ıda ağırlayan Nilüfer Sokak ve çevresi artık Çantacılar Sokak olarak yoluna devam esiyor . Tarihiyle bizi zamanda yolculuğa  çıkaran bu mahalle , komşusu Antik Roma Tiyatrosu ile bize hayatın devamlılığını anlatıyor .

Ankara'nın bu puslu havasında bizi büyük kentlerin o sıkışmışlık duygusundan kurtaran bir film yetişiyor imdadımıza . Sevgili dostum ,  eleştirmenim Nilgün Camcıoğlu ile gittiğimiz Bizi Hatırla ; Sevgiyi ve dostluğu anlatan , bize duygu dolu anlar yaşatan bir Çağan Irmak filmi . 

Ankara : Benim şiirim
İstanbul : Herkesin şiiri 

Haydar Ergülen 'in dediği gibi Ankara her şeye rağmen benim şiirim . Yüreğimin bir köşesinde sakladığım Narlı Altınoluk'a kucak dolusu sevgiler ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder