Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Aralık 2024 Pazartesi

YENİ YIL

 


Bir kitabın sayfaları gibidir hayat , neler yoktur ki o sayfalarda . Hayallerimiz ,umutlarımız , bazen hüzün bazen de neşe .  2024 'ün bu son gününde geride bıraktığım 69 yılın hesabını yapıp kendimle yüzleşirken ,  insanın ömrünün ne kadar kısa olduğunun farkına vardım . Aslında zor değildi mutlu olmak , kırgınlıklardan , hayal kırıklıklarından , öfkeden kendimizi arındırabilseydik sevgi dolu bir yaşam kurabilirdik . Özellikle son dört yılın muhasebesini yaptığımda yaşadıklarımın hiç kolay olmadığını gördüm . Ama aynı zamanda umut vardı bu süreçte , yaşama olan umut  . Tek başına verilen kanserle mücadeleyle geçen bu 48 ay  çok güzel insanlar tanıma fırsatı verdi bana . İnsanlardan umudu kesmemeyi öğrendim . Yunus Emre ne güzel söylemiş '' Aşkın aldı benden beni / Bana seni gerek seni / Ben yanarım dünü günü / Bana seni gerek seni .'' Önemli olan karşımızdaki insanın yüreğini okuyabilmek . Bu zorlu süreçte yüreği güzel insanlarla karşılaştığında hayat kitabının sayfaları başka güzelliklerle doluyor . 


Tıpkı sihirli bir halıda yolculuk yapar gibi geçmişe gittiğimizde hayallerimizden vazgeçmiş olsak bile biriktirdiğimiz insan sevgisi , verdiğimiz yaşam mücadelesi aslında bu hayatı boşa yaşamadığımızı anlatıyor . Hani herkesin dilinde bir söz vardır '' Kendin için ne yaptın '' diye . Bu yaşama hangi pencereden baktığımız , kim olduğumuzla ilgili bir soru . Sadece kendimiz için mi yaşayacaktık , yoksa birey olarak sorumluluklarımızı yerine getirerek vicdanlı , halden anlayan insanlar mı olacaktık . Sanırım hayatın anlamı bu soruda gizliydi . Burada gene sözü Yunus Emre'ye bırakıyoruz '' Yol odur ki doğru vara / Göz odur ki Hakk'ı göre / Er odur ki alçakta dura / Yüceden bakan göz değil . '' Yılın bu son gününde kendimizle yaptığımız yüzleşme bize kim olduğumuzu anlatır . Ve  bir ağacın kökleri gibi hayata tutunmamızı sağlar ; umutla , sevgiyle . Karşımızdakini olduğu gibi kabul ederek ,  hatalarından çok güzel yanlarını görmeye çalıştığımızda kalan son baharımızı ilk bahara çevirme fırsatı sunar zaman .


Tıpkı bir varmış bir yokmuş  diye başlayan masallardaki gibi değil mi hayat sürprizleriyle . Biz istediğimiz gibi gelecekle ilgili plan yapalım kendi bildiğini okumuyor mu  . Gökten hangi elma düşecek başımıza bilmiyoruz . Alaaddin'in sihirli lambasındaki gibi bir  dev çıksa ne isterdik kendisinden insan olarak yılın  son gününde ?  Sorunun cevabı aslında geçmişten gelen deneyimlerimizde . Bu deneyimlerimizin bir  kısmı kişiliğimizle bağlantılı , bir kısmı atalarımızdan aldığımız genetik mirasımızda gizli . Burada son sözü yine Yunus Emre'ye bırakalım '' Ben yürürüm yana yana / Aşk boyadı beni kana / Ne akilem ne divane / Gel gör beni aşk neyledi . '' Evet kalan yaşamımızda yılın bu son günü isteğimiz neydi ; sevgi , vicdan , paylaşım ? Yoksa güzel yürekli insanlar , dostlar ? Cevap yüreğimizde gizli . Mutlu yıllar , sevgiler .

29 Aralık 2024 Pazar

ANKARA - GENÇLİK PARKI

 

fotoankara.com ( 1934 yılı Mithat Paşa Cad.)

Tarih  boyunca farklı kültürlere kucak açmış bir kadim şehir : ANKARA . Roma imparatorluğundan günümüze uzanan süreçte kalan antik eserler bize anlatır kentimizi . Ve Kurtuluş Savaşı yıllarının merkezi konumunda olan ANKARA cumhuriyetle birlikte yeniden ayağı kalkar . Her kentin kalbinin attığı belli semtleri , simgeleri vardır . Ankara'mızın  simgesi , kalbinin attığı yer olan Ulus aynı zamanda geçmişle gelecek arasında bir köprü görevi görür . Birinci ve ikinci meclis binaları , Evkaf  ve cumhuriyet apartmanları , Ankara Palas o sancılı  yılların tarihinin en güzel aynasıdır. '' Şair arkadaş bir derdin mi var / Bir şeyler çıkarmak mı istiyorsun derdinden / Ankara'ya gelmelisin '' Cemal Süreyya ' nın dediği gibi her derdimize deva olur çoğu zaman yaşadığımız kentler . 

pixabay.com
Bazı anlar vardır  hayatımızda dönüm noktası olan . O anın hayatımıza nasıl yön vereceğini hiç düşünmeden çıkarız yola . Bu bir kader mi , yoksa hayatın oyunu mu yorumlaması zor . Şiirlere , şarkılara konu olmuş ; kimi zaman hasreti , kimi zaman kavuşmayı anlatmış ;  ya da yeni bir yaşam kurmaya götüren bir aracı olmuş trenler . '' Kara tren gecikir , belki hiç gelmez / Dağlarda salınır da derdimi bilmez / Dumanın savurur halimi görmez /Gam dolar yüreğim gözyaşım dinmez '' Yavuz Bingöl ' ün seslendirdiği türküdeki gibi bir kara trenle başladı yolculuğumuz 1960 ' lı yılların başında Diyarbakır ' dan Ankara 'ya . Annemlerin gözü yaşlıydı , babamın görevi nedeniyle tayini sonucu kara tren  bizi yeni bir hayata götürüyordu . Yenimahalle ' ye bağlı Yuva köyüne çıkmıştı tayini babamın . Trenden inince ilk durağımız Cebeci Aydede sokakta anneannemlerin evi oldu . 


tr.wikipedia.org
Ankara'yla aslında tanışmamız Gençlik Parkı ile başladı . Bizim kuşağın önemli buluşma , eğlenme yerlerinin başında gelen ; gazinoları , çay bahçeleri , lunaparkı , sandalla gezilen havuz ve treniyle özel bir yere sahipti Ankaralılar için . Ve trenden indiğimizin ikinci günü akşamı dayım bu büyülü yere götürdü bizi  . Kapısının girişinde yanıp sönen ışıkların  dansı , biraz ilerde havuzdan fışkıran bir renk cümbüşü içinde adeta gökkuşağını andıran sular . Bizim için inanılmaz bir yerdi , bugün bile hatırladığımda beni tebessüm ettiren şey tuvaletlerin ücret karşılığı , ki o zamanki parayla 5 kuruş olmasıydı . Gecenin içinde yanıp sönen neon ışıkları , atlı karıncalar , semaverle gelen çayın güzelliği , insanların nezaketi hafızamda kalan en güzel anılardan bazıları . İster istemez Sezenin o buğulu sesi ruhumu ele geçiriyor '' Hani herkes arkadaş / Hani oyunlar sürerken / Hani Çerçeveler boş / Hani körkütük sarhoş  gençliğimizden / Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken / Eskidendi , eskidendi , çok eskiden '' Evet artık şarkılar incitiyor bizi o güzel günleri anarken . 

tr.wikipedia.org
 Jansen planı çerçevesinde Ankara Çayı'nın bataklık alanı olan yer kurutularak başkente yakışır bir eğlence mekanına dönüştürülmek üzere 1936 yılında bakanlar kurulu kararıyla yapımına başlanan park geniş bir alan üzerine kuruludur . 1943 yılında hizmete  açılarak uzun yıllar yediden yetmişe hepimizin hayatında farklı anılar biriktirdiğimiz bir mekan dönüşür .   Çocukluğumuzda luna parkı , 1957 yılında Eskişehir 'de üretilen Mehmetçik ve Efe adlı lokomotifleriyle tren keyfi , havuzunda sandal sefalarıyla bir vahadır başkentliler için o eski bataklık . Artık Ankaralıların bir çekim merkezi haline gelmiştir . '' Bir çocuğun düşüyüm ben / Büyülü yaz akşamları Ben üflerim mızıka söyler / Sesimiz tutar sokakları . '' Tıpkı Haydar Ergülen'in mısralarındaki gibi çocukluğumuzun düşüydü o büyülü dünya . Evde hazırlanan yiyecekleri luna parkın o ışıltılı dünyasında çay bahçelerinde yerken , semaverde demlenen çayın kokusu , şişmanın dondurması .


yeşilgazete.org
Gazinolardan yükselen müziğin sesi , kimleri ağırlamamıştı ki o gazinolar : Zeki Müren'den İzzet Altınmeşe 'ye , Gönül Yazar'dan Emel Sayın'a kadar kimler gelip geçti o mekanlardan . Geriye dönüp baktığımızda bir eğlence yerinden öte insanların sosyalleştiği önemli bir buluşma noktası olarak kent belleğinde yerini aldı , çocukluğumuzun , gençlik yıllarımızın anıları içinde önemli bir hatıra olarak . Ve günümüzde o eski halinden eser kalmasa da Zeki Müren'in sesi çınlıyor hala  parkın semalarında '' Elbet bir gün buluşacağız / Bu böyle yarım kalmayacak '' Ankara'dan sevgiler .




  • Türkiye Kültür Portalı
  • Yeşil Gazete 
  • TMMOB Şehir Plancıları Odası 
  • Wikipedia

18 Aralık 2024 Çarşamba

İNSANLIĞIN UMUDA YOLCULUĞU

 

antiktarih.com ( Minos Uygarlığı )

İnsanlık tarihi boyunca farklı kültürler , medeniyetlerle tanışmış dünya . Avcı toplayıcı toplumdan günümüze  kadar derin izler bırakarak çekilmişler dünya sahnesinden . Homeros'un İlyada destanında söylediği gibi '' Yapraklar gibidir insan soyu / Bir yandan rüzgar bakarsın onları döker yere / Bir yandan bakarsın bahar gelir yenilerini yetiştirir , yeşertir orman / Böylece soyların biri geçer , biri doğar '' Depremler , iklim değişikliği , savaşlar sonucu yok olan bu uygarlıkların bizlere bıraktığı büyük mirası doğru okuyabilseydik bugün sevgi barış dolu bir dünyaya uyanırdı çocuklarımız .

pixabay.com

Oysa her  gün  yeni umutları beraberinde getirir . Her şeye rağmen tutunur insan hayata tıpkı bir çiçeğin hiç ummadığımız çorak bir toprakta hayata tutunduğu gibi . '' Eskiler alıyorum /Alıp yıldız yapıyorum / Musiki ruhun gıdasıdır / Musikiye bayılıyorum ''  Çok genç yaşta aramızdan ayrılan Orhan Veli onca yokluğa , yoksunluğa rağmen vaz geçmemiş hayattan . Bazen yoruluruz insan ilişkilerinden , tam da umudumuzu kesmişken hayattan , hiç beklemediğimiz bir anda çıkar karşımıza güzel insanlar . Bir sıcak tebessümleri ısıtır kalbimizi .


wikipedia.org (Babilin asma bahçeleri )

 Aslında çok da fazla anlam yüklemeden , küçük şeylerle mutlu olarak yaşamak zor olmamalı. Tarih boyunca süregelen bu devamlılık içinde dünyada kurulan uygarlıklar bizi buluşturur çoğu kez . Likyalı isimsiz şairin dizelerindeki gibi buluşuruz bir şekilde onlarla '' Beni bulamazsan üzülme / Eşyalarımı bulacaksın / Kestiğim taşları , açtığım yolları / İşlediğim heykelleri bulacaksın / Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden Parmak izlerimiz değecek birbirine '' Evet parmak izlerimiz değiyor binlerce yıl ötesinden günümüze gelen eserlerle . Kesin bir arkeolojik kanıt bulunamamasına rağmen Babil'in ünlü asma bahçeleri süsler hayalimizi . Bir şiirsel anlatım da olsa bu bahçelerle buluşuruz kimi zaman . 

tripadvisor.com (Efes Anfi Tiyatro )

Mutluluk üstüne ne çok şey söylenmiş , ya da insanlık üstüne . Oysa tarihi yapıların dili olsa bize anlatacaklar hayatın anlamını . Çok zor değil aslında geçmişle gelecek arasında bir köprü kurmak . Efes Antik tiyatrosunda yapılan bağ bozumu  şenliklerinin sesini rüzgarlar bize taşıyor , yine aynı tiyatroda Esin Avşar'ın sesi yankılanıyor '' Açılırdı perdeler / Kahkahayla kahkahayla coşardı seyirciler '' 

arkeofili.com ( Antik İskenderiye Kütüphanesi ) 

Helenistik dönemde dünyadaki bilim insanlarının buluştuğu , bir döneme damgasını vuran Antik İskenderiye kütüphanesi . M .Ö . 4.yüzyılda kurulan kütüphane  toplantı salonları , laboratuvarları  , yüzbinlerce kitabı barındıran kütüphanesi , tıp fakültesi , felsefe , matematik ve astronomi bölümleriyle bir üniversite işlevi görüyordu . Şimdi sadece anılarda ve tarih sayfalarında kalan kütüphanenin kapısında yer alan cümle bu günde geçerli değil mi '' Bilim bizi tanrıların gazabından kurtarır . ''


pıxabay.com

Evet aradan geçen zamanda aslında insanlık adına değişen bir şey yok .Ve bu dünya hepimizin , daha dün gibi Ankara Cebeci'deki çocukluk ve gençlik günlerimiz . Yaz akşamları o zamanın hit parçası olan Samanyolunu sokakta gitar eşliğinde söylediğimiz günler . Hepimizin birbirine ihtiyacı var aslında . Tıpkı asırlar öncesinde olduğu gibi . Ve gene her birey bir iz bırakarak geçer bu dünyadan . '' İnsanlar , insanlar , insanlar . Şimdi salt insanlar ilgilendiriyor beni . Ne büyük bir zenginlik . Yeni bir insan tanıyınca başım dönüyor . Nasıl olduğunu , neler yapabileceğini anlayana kadar . Başımı döndürüyor gerçekten insanlar '' Leyla Erbil'in sözleri ışık tutuyor Antik Kentlerle birlikte geleceğe  , insanlığın geleceğine . Ankara'dan sevgiler , çocuk ve kadınların öldürülmediği bir dünya umuduyla .

  1. Arkeofili
  2. Antik Tarih 
  3. Wikipedia
  4. Homeros   - İlyada 
  5. Leyla Erbil
  6. Orhan Veli Kanık